EKT tarihten geriye kalan, modern prosedüre olan küçük benzerliğiyle
derin bir damga taşıdı. Terapi, tıp alanında ilk defa 1938 yılında kullanıldı.
Kullanımının ilk yıllarında, doktorlar beyne güçlü elektrik akımı vererek bütün
vücudu ele geçirdiler. Elektrik akımı verildiğine hastalar dillerini
ısırabiliyor hatta kemiklerini kırabiliyorlardı.
Modern EKT ise oldukça farklı. Hasta genel anestezi altındayken
elektrotlar beyne titreşimler yollanır. Bu büyük miktarda nöronda ahenkli bir
uyarılmaya neden olur. Bir kas gevşetici, kasılmaların bütün vücuda yayılmasını
engeller. Elektriğin beyinde akmasıyla oluşan tek fiziksel etki ayağın
seğirmesidir. Tedavi ortalama bir dakikada sona erer ve çoğu hasta normal
aktivitelerine her seanstan bir saat sonra devam edebilirler. EKT yaygın
olarak, diğer alternatif tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen veya ilaç
tedavilerine karşı reaksiyon gösteren, ağır majör depresyon ve bipolar
bozukluğu olan hastalarda kullanılıyor. Bu tedaviyi geçiren hastaların yarısı
veya daha fazlası semptomlarında bazı gelişmeleri deneyimliyorlar. EKT
yöntemiyle tedavi edilen hastaların çoğu birkaç hafta boyunca, her hafta iki
veya üç seanslık programlar olarak tedavilerini sürdürüyorlar.
Bazıları semptomlarındaki gelişmeleri sadece bir seans sonra
hissediyor, bazıları için ise tedavinin cevap süresi daha uzun sürüyor.
Hastalar çoğunlukla yıl içindeki tedavilerinde aylık olarak daha az sıklıkla
tedaviye devam eder,fakat bazı hastalar hayatları boyunca arada sırada bakıma
ihtiyaç duyar. Modern EKT eskiden olduğundan çok daha güvenli ama hastalar hala
yan etkileri tecrübe edebiliyorlar. Ağrı, yorgunluk ve mide bulantısı tedaviden
hemen sonra hissedilebiliyor. Bazıları seanstan önce neler olduğunu - geçen
akşam yemeğinde ne yedikleri gibi- hatırlamakta sorun yaşıyorlar. Nadir olarak
iste bazı hastalar, haftalar ve aylar öncesini hatırlamakta güçlük çekiyorlar.
Çoğu hastalarda hafıza kayıpları zamanla düzeliyor.
Şaşırtıcı olan, bu yöntemin kanıtlanmış kayıtlarının olmasına
rağmen hala EKT'nin tam olarak çalıştığını bilmiyoruz. Beyindeki nöronlar
elektriksel sinyallerle iletişim kurarlar. Bu sinyaller beyin kimyamızı
etkileyerek ruh halimizin ve davranışlarımızın oluşumuna katkıda bulunurlar.
EKT'nin neden olduğu elektriksel aktivite akışı, bu kimyayı değiştirir. Örneğin
ETC, belli başlı nörotransmitter moleküllerin yayılmasını tetikler. Bu
moleküller nöronlar arasında sinyallerin taşınmasına yardım eder ve zihinsel
sağlığı etkiler. EKT ayrıca depresyon semptomlarını azaltmaya yardımcı
olabilecek hormonların salınımını da uyarır. İlginç bir şekilde EKT ilaçla
birlikte gerçekleştiğinde daha fazla işe yaramaktadır. Daha önce ilaca karşı
dirençli hastalarda bile. Beyni daha iyi anlayabildiğimiz için, EKT'yi daha
etkili kılabilme yöntemleri geliştirebiliriz.
1995'de, hemşire tecrübesine dayanan bir açıklama yapmaya karar
verdi. Tedavinin adına düşmüş olan kötü lekeden dolayı, kişisel ve
profesyonel hayatının negatif yönde etkilenmesinden korktu fakat EKT'nin, başka
yollarla tedavi edilemeyen hastalar için bir farklılık yaratabileceğini
biliyordu. EKT ile ilgili yanlış anlamalar varlığını korusa da, bu tecrübeler,
doktorlara benzer hastaların tedavisi için hayat değiştirebilecek boyutta
potansiyele sahip bir tedavi yöntemi konusunda yardımcı oldu.
Kaynak ve İleri Okuma : https://www.youtube.com/watch?v=AcmarVpo2xE&t=168s
https://www.psychiatry.org/patients-families/ect