"Ülke insanının çoğunun eğitimden yoksun bırakılması bir cinayettir. Devletin kendi kendisini yok etmesi, intihar etmesi demektir."
Bir zamanlar Atatürk'ün emriyle Türkçe'ye çevirtilmiş ve yine Atatürk'ün emriyle askeri okullarda okutulmasının zorunlu tutulduğu kitap.
Kitap malumunuz Finlandiya'nın diriliş hikayesini anlatır. Finlandiya'nın eski adı 'Suomi'dir ve bataklık anlamına gelmektedir. Snelman ismindeki bir kişinin Finlandiya'daki eğitimsizliği ve bazı yanlışlıkları görmesi ve bunu düzelmek amacıyla doktorundan avukatına, tüccarından esnafına kadar bütün insanların, bilgi açısından kendisinden daha alt tabakada bulunan insanları eğitmeleri ve onlara yardımcı olmasını istemiştir. Bir ülkenin kalkınabilmesi için bunun olmazsa olmaz olduğunu ve ancak böyle davranarak ve çok çalışarak bunun mümkün olacağını savunmuştur. Ve nitekim bu çabalar meyvelerini verir. Eğitim başta olmak üzere ekonomik, sağlık, kültür gibi birçok alandaki gelişmelerle birlikte ülkenin nasıl bataklık halinden çağdaş bir medeniyete ulaştığını gözler önüne serilir.7'den 70'e herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir klasik. Şimdiden iyi okumalar :)
Kitaptan bazı alıntılar:
-Halk kitlesi, yerde hareketsiz yatan ve çürüyen bir saman çöpü gibidir. Büyük adamlar ve kahramanlar ise samanı tutuşturan, kitleleri canlandıran ve harekete geçiren, gökten düşen bir yıldırım gibidir.
- Tanrım, beni dostlarımdan koru, düşmanlarımla kendim baş ederim.
Yöneticiler iyi veya kötü olsunlar, kahraman veya zalim olsunlar onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır. Onlar, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedendir ki eskiden beri "Her millet layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur" denilmiştir.
- Milletlerin büyük adamları da tıpkı bir mercek gibidir. O , kendi kişiliğinde milletin gücünü ve özelliklerini toplar; bununla milyonlarca insanın ruhunu oluşturur.
- Özür diliyorum ama sizlerle açık konuşmak istiyorum: Her meslekte olduğu gibi, öğretmenler arasında da mesleğine layık olmayan çok kişi vardır. Bunlar öğretmenlik etmeyi aşağılık bir iş kabul eden gündelikçilerdir. Böylelerine bir dost nasihati veriyorum: Öğretmenliği bırakıp kendilerine başka bir iş arasınlar. Tüccar olsunlar, başka işler bulsunlar ama canlı bir ruha ve bilgiye sahip fedaker insanların bulunması gereken yerleri işgal etmesinler.